Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Temmuz 2014 Perşembe

MEKANİZMALAR




Bir makinenin parçaları bir bütün halinde çalışırsa ancak makina çalışabilir.Hayatlarımızda sorunların olmasının bir nedeni de mekanizmaların doğru çalışamaması.Örnek vermek gerekirse anlatacağım her kavramı bir bütünün parçaları olduğunu ve parçaların bir araya gelip ancak makinayı hareket ettirdiğini düşünün.İstenilen veya insan olma değerleri için kişilerde olması gereken bazı özellikler vardır.Bunlar bedeni veya zahiri ,fikri veya manevi diye ikiye ayrılır.Bedeni olanlar sağlıklı bir beyin yapısı,sağlıklı bir kalp,düzgün çalışan kas yapısı ve sinir sistemi,sıkı bir cilt,güzel bir yüz,sağlıklı saçlar,ve hormonal dengenin düzgün olduğu bir vücud diye biliriz .Tabi bunları dahada detaylandırmak mümkündür.Manevi olanlar ise,okuma ve gelişmeye açık olmak,duygusal olarak olgunlaşmak,ahlaki olarak gelişmek,insani değerleri yaşamak ve yaşatmaya çalışmak,iyiliği ve doğru olanı anlatıp yanlış olan ve kötü olandan insanları uzaklaştırmaya çalışmak,yardımlaşma,çevreye ve yaşayan her şeye yardım etmek,canlı veya cansızların sorunları ile ilgilenme vb..... manevi kavramları da bu şekilde detaylandırmakta mümkün.Buraya kadar anlattıklarımın hepsi bir makinenin parçaları gibidir.Nasıl ki bir makinenin parçaları eksik olursa eksik olan parçanın önemine  göre makine çalışabilir de çalışmaya bilir de.Yani şöyle diye bilirim,bu makinenin motor ve güç kısmı beyindir.beyni düzgün çalışmayan veya akli dengesi yetersiz olan birinin tüm bu saydıklarımızı yapması zaten imkansızdır.geriye kalan parçalardan bazısı olmasa da makine işler ancak bir müddet sonra ya durur veya bozulur bir dahada çalışmaz.İnsanın hayatı da böyledir.Maddi dediğimiz bedensel kavramlar ile manevi dediğimiz fikri ve duygusal kavramlar bir bütün halinde çalışacak ki insan insan olabilsin.Tüm manevi kavramlar çalışsa  bile  kişinin felç olması tüm bu manevi kavramların iptali gibi bir şeydir.Böyle bir kişinin kendinden başka kimseye hemen hemen bir faydası olmaz.Kısaca maddi ve manevi kavramlar bir bütündür.Bunları birbirinden ayrı düşünmek en büyük hatalardan biridir.Günümüz toplumunda bu yanlış çok yapılıyor.Alkol içen birinin alkollü iken düzgün düşünmesini beklemek,haram yiyen birinin ibadetlerinin veya duasının kabulünü beklemesi(bu konuyu ilerde detaylandıracağım),bilgisiz ve cahil birinin toplumu düzeltmeye çalışması elbetteki mümkün değildir.Aslında konu çok uzun ve üzerine çok şey söylenebilecek bir konu ancak konunun özünü anladı iseniz.Hayatımıza birde mekanizmalar penceresinden bakalım maddi olarak nelerimiz eksik ve manevi olarak eksikliklerimiz neler.Bu parçalar ne kadar yerine oturur ve düzelirse o kadar kaliteli bir hayatımız olur.böyle bir hayat hem dünyada hemde ahirette fayda verecektir.

27 Temmuz 2014 Pazar

DEĞİŞİM EVRELERİ


Hani bir söz vardır meşhur '' değişmeyen tek şey değişikliktir diye '' duymuşsunuzdur eminim.birde değişimlerin  gelişim süreleri veya canlılardaki etkileri var.misal olarak kedi yavruları dünyaya geldiklerinde önce anneyi ararlar,sonra biraz değişir ve gelişince oyun isteği başlar,onuda geçince erişkinlikte hayatı ve çevrelerini tanımaya, kararlar vermeye başlarlar.tüm bu  noktalar insan değişimine benzer yapılar göstermekte.insanlarda bebekken sadece anneyi aralar,biraz değişip çocuk olunca oyun oynamaya ve hayatı yavaş yavaş tanımaya başlarlar,erişkin olunca da hayatı ve çevrelerini tanıyıp kararlar vermeye başlarlar.hayvanlar ile aramızda bu tanımlamada pek bir fark yok aslında .bu gidişat hemen hemen tüm canlılarda var.ancak değişimlerin birde değişmesi var ki oda bu üç everenin değişimi ile oluyor.tüm gelişim süreci sağlıklı bir şekilde olursa bireye toplum olarak sağlıklı bir birey diyoruz.ancak bu evrelerde sorunlar olursa gelişen bireyler daha doğrusu değişen bireyler değişim içinde değişime uğramış oluyorlar.bebeği annesinden ayırırsanız,oyun çağında  beyin gelişimini engeller iseniz,karar verme ve yetişkinlik çağında hayatı ve insanları tanımasını engellerseniz.değişim sürecini sekteye uğratıp bozuk düşünceli bir köle yapmış olursunuz.bunları neden mi anlattım diye aklınızda bir soru oluşursa eğer hemen cevabını vereyim.şuan yetişen nesil tamda böyle yetişiyor.bebekken anneye ihtiyaç duyduğu zamanda, anne sevgisi ve ilgisini yeteri kadar gösterilemiyor.çocukluk çağında  aklını televizyon ve bilgisayar ile öldürüyorlar ve erişkinlik çağında birşey düşünemez ve üretemez olan sadece bir tüketici oluyor.her denileni kabul eden ,toplum nereye giderse bende oraya giderim diyip sorgulamayan,doğru ve yanlış kavramları yanlış oluşmuş bir birey olarak karşımıza çıkıyor.anlatıyorsunuz fakat anlayamıyor veya doğruyu gösteriyorsunuz fakat yapamıyor.hani derler ya aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık diye işte öyle bir şey oluyor.doğru olanı anlatınca kabul etmiyor hadi yapalım dediğinizde yapamam veya yapamıyorum diyor.üretme ,sorgulama ,analiz, neredeyse sıfıra yakın ahlaki yozlaşma zaten hat safhada birde işin içine cahillik girince alın size saatli bir bomba .belli bir yaştan sonrada değiştirmek dahada zorlaşıyor.buda toplumun bozulması ,insanların ahlaki değerlerinin çöküşü,maddiyat için ahiretin satılması şeklinde kendini gösteriyor.çözümü sorarsanız eski yazılarımı okumanızı tavsiye ederim.biliyorum ki sizler okuyan ve düşünen, kendini geliştiren kişilersiniz.bunun ispatını da yapmak çok kolay çünkü bu yazıyı okudunuz.bu yazıyı okumakla çok şey anladınız ve bir şeyleri değiştireceksiniz.