Doğru olarak algıladığımız şeylerin bir çoğunu önce beş duyumuzla idrak edip akabinde karar veririz.misal olarak ateşin yakıcı olduğunu sıcaklığından anlayarak ateşin yakıcı olduğu hükmüne varırız.Geçmiş tecrübelerimiz bize ateşe dokunan kişinin yanacağını söyler.Peki ya gerçek dediğimiz şey böyle değilse bugüne kadar öğrendiklerimiz yanlışsa doğru bildiğimiz her şeyin doğru olmadığını öğrenseydik bunu anladığımız andan itibaren nasıl bir hayatımız olurdu??şimdi ben size desem ki ,ateş yakıcı değil ,sizin soracağınız şey madem yakıcı değil bunu ispatla olur.peki ispatlayayım o zaman?
her şeyin atomlardan oluştuğunu söyleyen bilimse eğer, atomun içinde ne var buna baksın, cevap çok basit ....hiç!!!!! yani içinde bir şey yok ,şu koskoca evren sadece bir hiçten ibaret.peki o zaman biz neyiz bu görünenler ne derseniz ,rüyadan ibaret bir dünya, gerçekte olmayan bir evren.Sadece biz onun gerçek olduğuna inanıyoruz.Ateş mi yakıyor yoksa yakan allah mı???? ateşe elimizi uzattığımızda yakıyorsa, allah ateşe elimizi yakma görevi verdiğinden yakıyor ,bizde allahın kurallarını ihlal ettiğimizden yanıyoruz ....
Bu anlattıklarımı aslında bir çoğumuz biliyor peki ne demeye çalışıyorum.?? Gün içinde biz her şeyin bir rüya olduğunu kaç defa hatırlıyoruz.kendimizi öyle bir kaptırmışız ki şu rüyaya bir gün uyanacağımız hiç aklımıza gelmiyor.rüyada padişah olan kişinin uyandığında gördüğü fakirliği onun aklını başından almaz mı?? ölümü son olarak görüyoruz ama başlangıcı ölüm olamayan bir şeyin sonu nasıl ölüm olabilir ki?
bazen büyük pencereden bakıp da bir gün uyanacağımızı unutuyoruz.şu dert dediğimiz şeylerin hiç biri dert değil ,asıl dert denen şey öldükten sonra başlayacak bunu kaçırıyoruz galiba.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder