İnsanlar ne kadar farklı olsalar da aslında temellerde birler. Yapısal olarak bakınca beden dünyayı temsil ediyor.Yani dünya ile aynı benzer özelliklere sahip.Misal olarak kıllarımız bitkilerin,beden toprağın taklidi gibi. Kan damarları toprak altında akan yeraltı kaynakları,mikro organizmalar veya hücreler bu toprakta yaşayan canlılar sanki, küçük bir dünyayız hepimiz .Yaratılışımız dünya ile benzerlikler taşımakta 4 temel elementte var.Ancak benzerlik olması asıl olanın kim olduğu sorusunu getiriyor akla,asıl olan biz miyiz? Yani dünyamı bizden kopyalandı yoksa biz mi dünyadan kopyalandık? Bu sorunun cevabı olarak insan topraktan yaratıldı cevabı yeterli olur sanırım.Peki bu benzerlikleri bilmenin bize ne faydası var derseniz aslında müthiş derecede faydası var diye bilirim. Çünkü misal olarak ,otların kurumaması için düzenli olarak sulanması gerekli ayrıca gerekli maddeleri topraktan almalı,bu örnekten yola çıkarak şunları diye bilirim ki,eğer saçlarınızın dökülmemesini istiyorsanız düzenli olarak nemlendirmeli ve kılların saç derisinden gerekli maddeleri alması için saç diplerinizin tıkanmaması gerekli,ayrıca toprak misali olan derininde gerekli maddeleri saça vermesi lazım ki saçlar dökülmesin.Kısaca bu örneklerden anlaşılacak en temel şey şu olur,doğayı ve dünyayı gözlemlememiz gerekiyor.Doğada olan olayların benzerleri vucudumuzda oluyor,çaresiz gibi görülen hastalıkların çaresi bu şekilde incelemek ve gözlemlemekte yatıyor.İnsan topraktan yaratıldığı için asıl olanda meydana gelen olaylar benzer özellikler taşıyan bizlerdede vukuu bulacaktır.Her insanı farklı bir dünya veya farklı şekilde bir araya gelmiş canlılar kümesi olarak düşünmemiz gerekli.Yani örnek olarak bu dünyaların birinde olması gereken nehirler az akıyor ve buna kansızlık deniliyor,veya nehir yatağı dar buna damar daralması deniliyor veya sular donuyor gereken ısı miktarı düşüyor buna ısı kaybı veya donma diyoruz.Nehirler azalırsa su takviyesi gerekir ,bunun benzeri olarakta kansızlık çeken kişi ya kan yapıcı maddeler alacaktır veya kan takviyesi yapılacaktır.Nehirin daralması ya dışarıdan müdahale ile açılacak veya suyun içine asit benzeri madde atacaksınız .Kan damarları daralırsa ya ameliyatla damar genişletilecek veya ilaç verilip damarlar genişletilecek.Isı düşerse yeraltı kaynağı ile beslenir veya ısıtılmak için hareket ettirilir.Çünkü akan su donmaz durgun su donar,bedende hareket halinde akan nehir gibi olur ve ısı artar.En temelleri verdiğime göre bu örneklerden yola çıkarak kendi bedenlerimizi tanımak için doğayı ve yaratılanı tanımak gerektiği anlaşılmıştır sanırım. Örnekler çoğaltılabilir eminim ki düşünürseniz daha çok şeyler bulabilirsiniz.
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
28 Nisan 2014 Pazartesi
15 Nisan 2014 Salı
VERİ TABANI
Yaşımız ilerledikçe vucüdumuz da değişimler olur.boy uzar ,dişler değişir,ses değişir,yüz yapısı değişir ve bunun gibi daha bir çokları.Peki değişim ne zaman duruyor diye soran pek olmuyor.Erişkinliğe gelince kemale ermiş sayıyor kendini kişi.Aslında başlanan bir yolda yürüme kıvamına gelmişken, kişi kendini kemalatta sanıyor.Zaman geçip yaş ilerledikçe geçmişte yaptığı hataları görüp ders almaya çalışıyor.Peki bu düşünce yapısı yani beyinin olayları algılaması beynin gelişimi ne kadar sürecek diye bakarsak en zirvesi yaşlılıkta oluyor.Ancak pek uzun sürmüyor,yani tüm yaşam tecrübemiz yaşlılıkta elimizde iken ya bunama veya ölüm ile son buluyor.Tüm bu değişimler olurken fikriyat olarak aynı yerde kalmak zamanın ve değişimin gerisinde kalmak pek tabiki yanlış olacaktır.Zaten yaşlı insanlar ile aramızda fark olmasının bir sebebi de ,onlar ellerindeki bilgi ile bizim yaşadığımız zamana ayak uyduramaz ken ,bizlerde değişen zamanda elde ettiğimiz tecrübeleri onlarda göremiyoruz .Bu sebebler den de kuşaklar arası fark çıkıyor.Kısaca özetlemek gerekirse veri tabanları farklı nesiller pek tabiki anlaşamayacaklardır.Ortak bir veri tabanı bulunmadığı sürece toplumlar arasında farklar artacak ,hatta savaşlar görülecektir.Buraya kadar anlatılanlar tüm zamanlarda ve tüm dünya tarihinde savaşların çıkma nedeni.Yani veri tabanı farklı olan nesiller ,toplumlar ve bireyler anlaşamazlar.Birisinin sahip olduğu bilgi diğerinde olmazsa, bilen ile bilmeyen arasında anlaşmazlık çıkacak ve birisinin iyi dediğine diğeri kötü diyecektir.Peki çözüm nedir derseniz bu olayın çözümü yok.Genelde insanlar anlattığım sorunu çözmek için savaş yöntemini kullanmışlar ,yani baskın olan tür diğer türü yok etmiş,böylece yeni bir zemin oluşturulmuş.Pek tabi ki bir çözüm değil ve olmayacak,insanın olduğu yerde savaşın olmaması mümkün değil,savaş kaçınılmaz.Ama bir çözüm yolu daha var .Tüm kişileri aynı veri tabanında buluşturmak?eğer tüm insanlar aynı veri tabanında buluşurlarsa savaş ortadan kalkacaktır.fakat mümkün değil.Ancak ahirette mümkün olacak.Tüm cennet veya cehennem ehli aynı düşünce yapısında olacak .Orada savaş olmamasının bir nedeni de bu.kısaca eğer insanlar ile anlaşmak ve hayatın güzelleşmesini istersek.ya biz konuştuğumuz kişilerin seviyesine ineceğiz veya onları kendi seviyemize çekeceğiz.
12 Nisan 2014 Cumartesi
SIFATLANDIRMA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)